2 Ekim 2016 Pazar
Çınar altlarına giren hacı misi kokuları
Semercinin sokağı burası, kalaycılar gürültüsü ne arar
Ayakkabı tamircileri, ağzında çivileriyle Filistin'de kaldı
Gaz yağı isteyen çocuğun ayağında gara lastik
Bıçak darbeleriyle sivrilmiş kalem uçları
Elde eşek sırtta çam odunu, gırtlak boyu fakirlik
Küllü su göz yakmaz nerden gelir bu ağlama
Kunut duası zamanı imamın kılıcı çitlembik
Çeşme yolu giden çoban çocuğun tırnaklarımı kaldı
Vaad ettiğiniz güzelliklerle yarışmada
Sizin dünyanız duymadı bozdağların sesini, gelmedi, aşmadı tren yollarını
Ey bu toprakların tavşanak kökleri, ver artık sürgünlerini
Biliyorum sen çınar gibi su beklemezsin
Sarıyor her yanımı füsun gülleri
ö.ş
Semercinin sokağı burası, kalaycılar gürültüsü ne arar
Ayakkabı tamircileri, ağzında çivileriyle Filistin'de kaldı
Gaz yağı isteyen çocuğun ayağında gara lastik
Bıçak darbeleriyle sivrilmiş kalem uçları
Elde eşek sırtta çam odunu, gırtlak boyu fakirlik
Küllü su göz yakmaz nerden gelir bu ağlama
Kunut duası zamanı imamın kılıcı çitlembik
Çeşme yolu giden çoban çocuğun tırnaklarımı kaldı
Vaad ettiğiniz güzelliklerle yarışmada
Sizin dünyanız duymadı bozdağların sesini, gelmedi, aşmadı tren yollarını
Ey bu toprakların tavşanak kökleri, ver artık sürgünlerini
Biliyorum sen çınar gibi su beklemezsin
Sarıyor her yanımı füsun gülleri
ö.ş
Duydun mu ne diyorlar
Bizde boğulmuşuz ruh alemlerinde varoluşçuluk zemzemelerinde
Taşraya ağır bir küfür, bir tokat bu
Kim yaşamış bahsettiğin bunalımı
Var git bak onlar bıroklin menetın kıblelerinde
Her an bir paylaşım aktarım boşaltım
Bal dağıtırsın beyaz sakal duraklarında
Bizde boğulmuşuz ruh alemlerinde varoluşçuluk zemzemelerinde
Taşraya ağır bir küfür, bir tokat bu
Kim yaşamış bahsettiğin bunalımı
Var git bak onlar bıroklin menetın kıblelerinde
Her an bir paylaşım aktarım boşaltım
Bal dağıtırsın beyaz sakal duraklarında
Kitap ki seni bu emele sevk eden
Gel benimle bizim böceklerin adı gregor samsa değil
Bizdik kendi temelimize incir tohumları eken
Gel benimle bizim böceklerin adı gregor samsa değil
Bizdik kendi temelimize incir tohumları eken
ö.ş
Avcı kuşları kuyu başlarından su içemez
Simsiyah bir örtüye turuncu gaga
Ölümün rengi sarı, ölümün rengi mor
Neden karalara bürünür ki insan
Var ki içimizde bir karanlığa meyl
El çürük, dil çürük, kalp çürük
Çünkü karanlık bir meyn
Karanın secdesi ak
Cenîverin ilerisi cennet
Irmaklardan akan şaraplara inat bizimki ak
Simsiyah bir örtüye turuncu gaga
Ölümün rengi sarı, ölümün rengi mor
Neden karalara bürünür ki insan
Var ki içimizde bir karanlığa meyl
El çürük, dil çürük, kalp çürük
Çünkü karanlık bir meyn
Karanın secdesi ak
Cenîverin ilerisi cennet
Irmaklardan akan şaraplara inat bizimki ak
Alın yumurtalarınızı altımızdan,
Bu ülkede bu çocuklar hep yalın ayak
Bu ülkede bu çocuklar hep yalın ayak
ö.ş
Magnezyum çubukları ile dolu
Küçük rok hamlesi...
Dervişin sırt çantasında küf bulaşmış bir mesnevi
Yakacağı alevin rengi
Elimde saman, kızıl çamur
Ne işi var demirin kerpiç duvarda
Süleyman efendi nasırları ile girdi
Senin neyin var şiir adına
Küçük rok hamlesi...
Dervişin sırt çantasında küf bulaşmış bir mesnevi
Yakacağı alevin rengi
Elimde saman, kızıl çamur
Ne işi var demirin kerpiç duvarda
Süleyman efendi nasırları ile girdi
Senin neyin var şiir adına
Cehennem bitkisi nerden geldi bu küre-i feleğe
Havva' nın ayağı cennet, Adem zambak safında
Havva' nın ayağı cennet, Adem zambak safında
ö.ş
Hayal parçalarım ıhlamur dalı salıncaklarda kaldı
Halep sokaklarında köpek zincirsiz
Ben miyim yoksa, sürgün yemiş hayaller mi
Refik uzak, mefkuresi tuzak ilinin
Gayrı tutulur mu, bu sökük dikiş tutmaz
Yılan ki en büyük acıyı yaşayan
Yılan ki değişen deriyi yerinde bırakan
Bir bedevi akrep çıkardı cebinden
Dilim yara benim
Çöl görmedim sürgünden...
( Bu topraklar düşünce nadasına gelmez. Ekilen yere basanı ise sittin sene affetmez.)
ö.ş
Halep sokaklarında köpek zincirsiz
Ben miyim yoksa, sürgün yemiş hayaller mi
Refik uzak, mefkuresi tuzak ilinin
Gayrı tutulur mu, bu sökük dikiş tutmaz
Yılan ki en büyük acıyı yaşayan
Yılan ki değişen deriyi yerinde bırakan
Bir bedevi akrep çıkardı cebinden
Dilim yara benim
Çöl görmedim sürgünden...
( Bu topraklar düşünce nadasına gelmez. Ekilen yere basanı ise sittin sene affetmez.)
ö.ş
Patikadan
Bir su için geçen patikalardan,
çoban bu elinde peygamber tarihi en derin memba kokuları
bu kaçıncı geçişin, içişin, dımlayan kaya damarından
kesildi ana sütü gibi
iğne kesiğine bastırılan tütün acısı,
katık, sac küfü sinmiş buğday ekmeği
aynı noktada aynı seferde aynı kıdemde
ben tayyarenin son izleyicisi sen ki içindeki
nerede söyleyin nil izindeki bebek sepeti
yolcunun hançeri üzerinde bir damla zehir, kesilecek boğaz ısırgan otu
teslim ettin, niyetinin kavline
otur, dur, dinle, şükür et etrafında binlerce ay siması
geldiğim yer, çınarın kökü misali düşkündür evveline
Ö.Ş
çoban bu elinde peygamber tarihi en derin memba kokuları
bu kaçıncı geçişin, içişin, dımlayan kaya damarından
kesildi ana sütü gibi
iğne kesiğine bastırılan tütün acısı,
katık, sac küfü sinmiş buğday ekmeği
aynı noktada aynı seferde aynı kıdemde
ben tayyarenin son izleyicisi sen ki içindeki
nerede söyleyin nil izindeki bebek sepeti
yolcunun hançeri üzerinde bir damla zehir, kesilecek boğaz ısırgan otu
teslim ettin, niyetinin kavline
otur, dur, dinle, şükür et etrafında binlerce ay siması
geldiğim yer, çınarın kökü misali düşkündür evveline
Ö.Ş
Lem kuyusu
Çatlak pencere dibi kurban seyreden çocuk
Kuytu kaleler arasında iki tarafta ezan sesi
Cırcır sürüsü etraf, nerede af dileyen guguk
Menzil-i medeniyet geldiği yerin nefesi
Menzil-i medeniyet geldiği yerin nefesi
Mimesisti gelişin yükselişin söyle hangi diyar bozuk
Kopya çekenler diyarında asıl müstafik kendisi
Kopya çekenler diyarında asıl müstafik kendisi
Şerbet sanma maşrapadakini içilen goruk
O ki dil vurdurur tavana kulların efendisi
Ö.Ş
O ki dil vurdurur tavana kulların efendisi
Ö.Ş
Tik
Zaman ki paylaştırılmasa da
Ad verdiğin seni kelepçeleyen
Oysa gereksiz bu dilimlenmiş güneşler
Emrine verilen kainat seni esir mi alıyor?
Kurulan alarm bir kuru teneke
Kuşluk vakti yırtılan bir kuş gırtlağı
Başka bir kokusu var her anın
Verebilir mi senin dilimci kılıçların uyanışın kokusunu
İstediğin köle olmaktı sana sunulana
Çevirdin yönünü saat denilen bir urgana
Çıkar akrebi sapla kalbine
İşte o zaman gidişin bir vakte müteakiben
Çubuk gölgeleri ne zaman dişlendi
Nur dağının çocukları o gün yenildi hükmen
Ö.Ş
Ad verdiğin seni kelepçeleyen
Oysa gereksiz bu dilimlenmiş güneşler
Emrine verilen kainat seni esir mi alıyor?
Kurulan alarm bir kuru teneke
Kuşluk vakti yırtılan bir kuş gırtlağı
Başka bir kokusu var her anın
Verebilir mi senin dilimci kılıçların uyanışın kokusunu
İstediğin köle olmaktı sana sunulana
Çevirdin yönünü saat denilen bir urgana
Çıkar akrebi sapla kalbine
İşte o zaman gidişin bir vakte müteakiben
Çubuk gölgeleri ne zaman dişlendi
Nur dağının çocukları o gün yenildi hükmen
Ö.Ş
Nadasa İnsan
Ayrılık hasatları sıyrık en göğünden
Kuyu dibi durgun su
Can verir yedi düvel derinden
Kim gidebildi son yol reşad
Terkediş dip değil uyan artık küçük asya seyrinden
Davetsiz davetli, elinde mühür kuyu başı dağınık
Ben dili dava, tükürürsem namerdim derdimden
Kan verilen bileklerde değil şah damarının daha yakınında
Olmayana olur diyene etme artık tamahkar, sürgünlerini almış Frenkler çıksın artık beyninden
Ö.ş
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Yusuf Alper’in “Psikodinamik Açıdan Abdülkadir Budak Şiiri ve ‘Kapalı Bir Açılım’” Eleştirisinin İnceleme Yöntemleri Yusuf Alper; Varlı...
-
Edip Cansever’in “Yerçekimli Karanfil” Şiirinin Çözümlemesi Giriş Tam adı Ömer Edip Cansev...
-
Hilmi Yavuz’un Anı Sonnet Adlı Şiirinin Çözümlemesi Giriş 14 Nisan 1936 yılında İstanbul’da dünyaya g...
-
Ebubekir Eroğlu- Modern Türk Şiirinin Doğası Kitabının İncelenmesi Ebubekir Eroğlu’nun bu eseri 1993 yılında Yapı ...