3 Ocak 2016 Pazar

Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Sodom ve Gomore Adlı Eserinde Metinlerarası İlişkiler


            Giriş
            Yakup Kadri Karaosmanoğlu Sodom ve Gomore’yi 1928 yılında bastırmıştır. Eser konu olarak; İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından işgal edildiği dönemde gerçekleşen iğrenç çıkar ilişkilerini ve insanların para hırsı ve şaşalı yaşamak amacıyla, ne gibi iğrenç hallere düşebileceklerini anlatmaktadır. Roman işgal kuvvetleriyle memleketin yerlileri arasında geçmektedir. Captain Jackson Read, İngiliz gururu kibrini, Captain Marlow ise İngiliz ahlakının çöküntüsünü temsil etmektedir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu bu kitapta Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul’da yaşayan bir zümreyi ve bu zümre içerisinde yaşayan insanların ilişkilerini anlatarak, o dönemin ahlak yapısını ortaya çıkartmaktadır. Tarafımızca Yakup Kadri’nin bu eseri, postmodernizm ile birlikte kavramlaşmaya başlayan bir yöntem olan metinlerarası ilişkiler üzerinden yeni bir okuma yapılacaktır. Bu okumada yol göstericiliği ve metinlerarası kavramlara getirdiği açık tanımlar açısından Kubilay Aktulum’un Metinlerarası İlişkiler eseri esas alınacaktır. Metinlerarası kavramların ışığında bir çözümleme yapılacaktır.

1.     Yansılama (Parodi)

            Yansılama, metinlerarası yöntemlerde bir metni bir başka metne türev ilişkisine göre bağlamaktadır.  Bu konuda Gerard Genette, bir şarkıyı başka bir tonda söylemek, yani bir melodiyi başka bir ses perdesine geçirmek demiştir.[1] Yazın alanına uygulandığında, yansılama bir metni başka bir amaçla kullanmak, ona yeni bir anlam yüklemektir.
            Eğer bir ana metin ile gönderge metin arasındaki ilişki konu düzeyinde gerçekleşiyorsa, “yansılama” öne çıkar. Bu durumda bir yapıtın biçemi değiştirilmeden konusu değiştirilir.[2] Yukarıdaki alıntıda Kubilay Aktulum yansılamanın konu değişikliğinde ortaya çıktığını ifade etmektedir. Burada biçemin aynı kaldığı konusunun altı çizilmektedir. Bu açıdan Sodom ve Gomore’ye bakıldığında öncelikle eserin adı, Tevrat’ta geçen Sodom ve Gomore kentlerinin isimleri ile benzerlik taşıdığı ilk göze çarpan olaydır. Konu olarak ta Tevrat’a bakıldığında, ilk kısmı olan yaratılış konusunda Sodom ve Gomora[3]’nın büyük suçlama altında oldukları belirtilen iki kent olarak verilmektedir. Burada  Lut’un evine iki melek misafirliğe gelir ve Lut’a çocuklarını ve damatlarını alıp şehri terk etmesini söylerler. Daha sonra Sodom halkı Lut’un evinin etrafını sararak o iki yabancıyı kendilerine teslim etmelerini söylerler. Tevrat’ta Sodom halkının eşcinselliğine vurgu yapılır. Getir onları da yatalım.[4]  Sonrasında ise Lut onlara el değmemiş kızlarını vermeyi teklif etse de adamlar yine de kabul etmezler. Bunun üzerine Lut kapıyı kapatır ve evden kaçarak gider. Sonra RAB Sodom ve Gomora’nın üzerine gökten ateşli kükürt yağdırdı. Bu kentleri, bütün ovayı, oradaki insanların hepsini ve bütün bitkileri yok etti.[5]  Olarak geçmektedir. Kuran-ı Kerim de ise Sodom ve Gomore ismi geçmez ama aynı olayı anlatan Araf Suresi, Hud Suresi, Ankebut Suresi bulunmaktadır. Bu surelerde Lut kavminin helâk oluşu anlatılmaktadır.  Tüm bu olaylar ile Yakup Kadri’nin Sodom ve Gomore’sinde metinlerarası ilişki bâbında bir yansılama metodunun uygulandığı ortadadır. Sodom ve Gomore’de İstanbul bu iki şehrin içerisinde barındırdığı unsurları Kurtuluş Savaşı sırasında barındırmaktadır. Yazar  Kutsal Kitaplar da geçen Sodom ve Gomora da kine benzer bir durumu, eşcinsellik üzerinden ve insanların para hırsı yüzünden nasıl hallere büründüklerini göstermeye çalışmıştır. Adeta bir Sodom ve Gomora yaratmaya çalışmıştır. Sodom ve Gomora halkının düştüğü durumu eserde Leyla, Major Will, Azize Hanım, Madam Jimson üzerinden verilmiştir. Leyla eserde hem Türk sevgilisi olan Necdet’i kullanmaktadır, hem de İstanbul’dan kurtulmak için işgalci kuvvetlerin komutanlarından biri ile aşk oyunu oynamaktadır. Leyla burada çıkarları uğruna bütün geleneğini, bağlı bulunduğu milletin değerlerini satan bir kuşağın temsilcisidir.
             Leyla, İngiliz komutanı Captain Jackson Read’in yapısını ve konumunu beğenmektedir ve onu kurtuluşu olarak görmektedir. Bu sebeple devamlı olarak onun peşinden koşmakta ve onu etkilemeye çalışmaktadır. Sürekli İngilizlerin düzenledikleri balolara katılmaktadır. Buralarda sabahlara kadar içip, kendini Captain Jackson’un kollarına atmaktadır. Bu arada da Necded ile de nişanlıdır. Bir diğer kişi ise Major Will’dir. Will İngiliz kültürünün kötü tarafını temsil etmektedir ve kendisi eşcinseldir. Eserde devamlı olarak Will’in eşcinsel tutumu ön plana çıkarılmaya çalışılmıştır. Burada amaç homoseksüellikleri ile bilinen Sodom ve Gomora halkına yansılama yapmak amaçlanmıştır. Eserde birkaç yerde bu tutum açıktan olarak verilmektedir;
            “kadınların dekolteleri insanın zihninden her fena düşünceyi kovacak kadar hilesizdi. Lakin buna rağmen Major Will’in salonları, caz denilen barbar musıkinin ahenginde iki, kızın Sodom’cu sarmaşmalarından, iki rakip arasında bir kan dökümüne kadar her çeşit ihtiraslı hâdiselere sahne oldu.”[6]
            “iki genç kız arasında geçen Sodom’cu sevişmenin bütün teferruatını alçakça seyredip duruyormuş.”[7]
            “Jackson Read, ateşli bir Mukaddes Kitap okuyucusu olan annesinin hayalinde Türkiye’nin bir Sodomve Gomore’den, bir Babil’den, bir Ninova’dan farkı olmasa gerekti. Zira Mukaddes Kitap’ta isyanları ve günahları dolayısıyla Allah’ın gazabına uğramış lanetli ülkelerin her bahsi geçtikçe ihtiyar kadın hemen başını sallar: ‘Mutlaka şimdiki Türkiye de böyle bir şey olacak!’ derdi” [8]
            Yazar Major Will üzerinden, Sodom ve Gomora, Lut kavmi ile bir bağlantı kurmuştur. Diğer bir nokta ise aslen Türk olmalarına rağmen, ülkelerine işgal eden komutanlara bakış açısıdır. Burada da yazar İstanbul’u bir anlamda Sodom ve Gomora yapmaktadır. Çünkü burada insanların kendi öz benliklerini, kültürlerini, ahlaklarını bırakıp çıkarları uğruna her türlü pisliğe bulaştıkları görülmektedir. Azize hanımın davranışları bu düşünceleri onaylayan niteliktedir. Azize hanım kocasının ilgisizliğinden dolayı Captain Marlow’a yanaşmaktadır. Böyle olayların arka arkaya geldiği eserde son olarak; iki bacağını savaşta kaybeden bir Türk askerinin tramvaya binme sahnesinde yaşanmaktadır. Burada yine bir İngiliz zabiti ve Türk kızı tramvaya binerken bu zabitin eline aldığı iskarpinlerin üzerine basarlar, bu hareketten sonra bağıran zabite birde azarlayarak cevap verirler. Bu durumdan sonra beri, İstanbul’da sadece Leyla için kalan Necdet’in yüreği parçalanır ve artık Anadolu’ya geçmeye karar verir. Artık Leyla onun için hiçbir şeydir. Buradaki konu bizi, Tevrat’ta anlatılan Sodom ve Gomora’ya götürmektedir. Lut nasıl ki kendisini Sodom ve Gomora’ya gelen azaptan kurtardı ise Necdet’te aynı şekilde kendisini İstanbul’un bu Sodomvari tutumundan kurtarmıştır.
            Yansılama metodunun kullanıldığı tek eser Kutsal Kitaplar’daki Sodom ve Gomora olmamıştır. Eserde yer alan ve eser boyunca İngiliz ahlakını vermeye çalışan isim Captain Jackson Read üzerinden yansıtılmaktadır. Yazar eserinin başında, Captain Jackson Read’ı betimlerken onun, güçlü yapısı ve en çok ta kadınları etkileyişinden bahsetmektedir ve onun Don Juan maskesi taktığını belirtmesi bizi bir başka metinlerarası ilişkiye götürmektedir.
            “Sıcak bir yaradılışınız var; soğuk görünmeye çalışırsınız. Romanesk ve saf yüreklisiniz, şüpheci ve materyalist süsü takınırsınız. Kuruntulusunuz, bunu merhametsiz bir Don Juan maskesi altında saklarsınız. Bütün bu sıkıntılı rolleri kimin için oynuyorsunuz? Birkaç tane beyinsiz kadını hayrete düşürmek için mi?” [9]
            Burada Don Juan adlı bir efsaneye yansılama yapılmaktadır. Bu efsaneye göre; Don Juan adında bir genç soylu bir ailenin kızını baştan çıkararak, kızı kendine aşık etmiştir ve kızın babasını öldürmüştür. Daha sonra mezarlıkta babanın heykelini saygısızca kendisiyle yemek yemeye davet etmiş ve heykel daveti kabul etmiştir. Babanın heykeli yemeğe Don Juan’ın ölümü için gelmiştir. Heykel Don Juan’ın elini sıkmak istemiş ve Don Juan elini uzattığında onu cehenneme sürüklemiştir. Sodom ve Gomore eserinde de Captain Jackson bu görevi üstlenmiş durumdadır. Efsane de olduğu gibi aklına girdiği kadınların hayatlarını bozmaktadır. Jackson romana adeta Türk kadınlarının akıllarını çelen bir Don Juan görevi görmesi için esere alınmıştır. Tasvirleriyle ve kadınların ona olan ilgisi bunun bir göstergesi niteliğindedir. Hele o delikanlı… O tunçtan bir genç Tanrı heykelidir.[10]  Bunun gibi birçok betimleme ile Captain Jackson’un Don Juan efsanesine dönüştürüldüğü görülmektedir. Efsaneye göre zarar gören kızın babası olurken, Sodom ve Gomore’de Necdet zarar görmektedir. Her iki metinde de aşık olan kızın bir etkilenmekten başka işlevi yoktur. İki metinde de sonunda Don Juan istediğine erişememektedir. Sodom ve Gomore’de tekrar Leyla’nın evine giden Captain Jackson, kendisine kapının açılmamasıyla karşılaşır. Ayrıca roman boyunca mektuplaştığı annesinin bir isteğini bile yerine getirememesinden yakınmaktadır. İstanbul’a geldiklerinde bütün bu topraklarının sahibi olduklarını sanırlarken, sonunda hiçbir şey alamadan gitmişlerdir. Bu durum bize Don Juan’ın sonunda cehenneme çekilmesini anımsatmaktadır.
            Eserde geçen diğer yansılama örnekleri ise şöyle sıralanmaktadır; Faust, Genç Werther’in Acıları, Romeo ve juliette, Binbir Gece Masalları dır.
            Goethe’nin Faust adlı eserinde, eserin başkahramanı olan Faust hayatını felsefeyi, tıbbı, doğa bilimlerini çözmek için gençlik ve olgunluk çağını harcamıştır. Geri dönüp bakan Faust, yanlış yaptığını anlar ve bu memnuniyetsiz durumdan kurulmak için ruhunu şeytana satar. Sodom ve Gomore’de ise Captain Maslow ve Captain Jackson arasında geçen bir konuşmada kendisinin Faust gibi olmadığını, ruhunu size( Captain Maslow ve onun gibilere) satmadığını, bu tuzaklara düşmediğini ifade eder.
            “Fakat ne yazık ki ben Faust gibi saf yürekli değilim ve bunu siz herkesten daha iyi bilirsiniz. Tam on senedir beni ‘cinsi latif’ aleyhine kendi Gomore’lik meyillerinize çekmek istediniz .”[11]    
            Diğer bir eser ise William Shekaspeare’in Romeo ve Julliette’tir. Burada Julliette’nin yazıldığı zaman ile günümüz zamanı arasında bağlantı kurularak, bir mizah unsuru olarak kullanılmaktadır. Yazar eserin yazıldığı dönemde, kadınlara duyulan aşkın inanılmaz biçimde abartılı olduğunu yansıtması açısından Captain Marlow’un ağzından şu cümleleri verir; “Hamdolsun ki Romeo- Juliette zamanında telefon icat edilmemişti. Yoksa şairler vasıtasıyla bize nakledilen ahların vahların kırk katını dinlemek zorunda kalacaktık” [12]
            Goethe’nin Genç Werther’in Acıları adlı eserinden bir yansıma da Sodom ve Gomore’de kendine yer bulmuştur. Eserde Werthervâri olarak geçen kelimenin biz, Goethe’nin bu eserine bir yansılama yaptığını anlıyoruz. Burada anlatılmak istenen Werther’in Lotte ile olan ve dostluk- aşk arasında sıkışan bir hayattan bahsedildiğidir. Sodom ve Gomore’de de böyle bir telkinde bulunularak, “Hemen Allah sizi Werthervâri aşklardan sakınsın![13]
            Doğu edebiyatında masal geleneğinin en bilindik eseri olan Binbir Gece Masalları’ndan anlatım şekli esere yansımıştır. Captain Jackson Read, Marlow’a gördüğü bir rüyayı anlatırken, Binbir Gece Masallarında Şehrazat’ın  masalı anlattığı ortamın betimlemesini yapmaktadır.       
            “Tıpkı ‘Binbir Gece’ masalı buluşmalarında olduğu gibi bir sakallı uşak önüme düştü, beni bir karanlık araba kapısından geçirdi, ayak altında çıtır çıtır  çıtırdayan ince hasır döşeli merdivenlerden çıkardı ve bir geniş divanhanenin eşiğinde, başı örtülü bir ihtiyar kadına teslim etti.”[14]

2.     Gizli Alıntı (Aşırma)

Kubilay Aktulum eserinde; bir sözcenin ayraçlar ya da italik yazı kullanılmadan, sözcenin geldiği yapıt ya da yazarın adı belirtilmeden yapılan alıntıdır [15]diye tanımlamaktadır. Sodom ve Gomore’nin son bölümünde Türk ordusu, Yunanlıları İzmir’den çıkarttıklarında geriye dönüp arkasına yaşanılanlara bakan, Necdet; içinde bulunduğu durumun fakına varır ve kendisini nasıl böyle bir hataya düştüğü konusunda sorgulamaya başlamaktadır. Yazar bu sorgulamayı Homeros’un İlyada ve Odesiyya destanlarında geçen bir parçayı yazarın adını ve eserini vermeden olduğu gibi Necdet’in kafasındakiler olarak yansıtmaktadır.
      “Genç adam, Truva kalesinin etrafında galip Achille’in hiç sönmeyen bir kin ile mağlup düşmanı Hektor’un cesedini zafer arabasına bağlayıp niçin yerden yere sürükleyerek dolaştığını ve nihayet bununla da öfkesini alamayarak bir kayanın üstünde niye yumruklarını ısırdığını şimdi her vakitten daha iyi anlıyordu.” [16]















      Kaynakça
     
Aktulum Kubilay, Metinlerarası İlişkiler, Öteki Yayınları, Ankara, 2000
Byron Lord, Don Juan, Çev., Halil Köksel, Yapı Kredi Yayınları, Kâzım Taşkent                              Klasikler Dizisi, İstanbul, 2003
Goethe Jon Wolfgang Von, Genç Werther’in Acıları, Çev., Nihat Ülner, Can                     Yayınları, İstanbul, 2007
Goethe Jon Wolfgang Von, Faust, Çev., İclal Cankorel, Doğu Batı Yayınları, Ankara,        2011
Karaosmanoğlu Yakup Kadri, Sodom ve Gomore, İletişim Yayınları, İstanbul, 2006
Kuran-ı Kerim
Kutsal kitap
Onaran Alim Şerif, Binbir Gece Masalları 1-2-3, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2010
Shakespeare William, Romeo ve Juliet, Çev., Safiye Gül Avcı, Parola Yayınları,                İstanbul, 2014




[1] Aktulum Kubilay, Metinlerarası İlişkiler, s. 117.
[2] A.g.e., s. 118.
[3]  Makalede Sodom ve Gomora olarak geçen kısımlar Tevrat’ta belirtilen Sodom ve Gomore olup, eser ismi ile karıştırılmaması için böyle bir yol izlenmiştir.
[4] Eski Antlaşma( Tevrat ve Zebur), Yaratılış, 19, 4 s. 17.
[5] A.g.e.,19,25, s.18.
[6] Karaosmanoğlu Yakup Kadri, Sodom ve Gomore, s. 109.
[7] A.g.e. s. 117.
[8] A.g.e., s.124.
[9] A.g.e., s. 49.
[10] A.g.e., s. 48.
[11] A.g.e., s.47.
[12] A.g.e., s.51.
[13] A.g.e., s.156.
[14] A.g.e., s.156.
[15] Aktulum Kubilay, Metinlerarası İlişkiler, s. 104.
[16]  Karaosmanoğlu Yakup Kadri, Sodom ve Gomore, s, 282.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yusuf Alper’in “Psikodinamik Açıdan Abdülkadir Budak Şiiri ve ‘Kapalı Bir Açılım’” Eleştirisinin İnceleme Yöntemleri Yusuf Alper; Varlı...